http://cdnll.img1.imagechef.com/w/071210/anmccf0f5ff6dbba494.gif
     Yazılarım
     => Mutlu Olmalı-2004 yılındaki site yazım
     => Tatil Vakti
     => Ona Buna Laf Atmak
     => Evlenmiyor musun?
     => Bir Saat- 1.bölüm
     => Bir Saat- Trafikte harcanan bir saat- 2. bölüm
     => İstanbul'um
     => Sevgi ve Sağlık
     => Kafanızı Kullanın
     => Annelerimiz ve Babalarımız
     => Güçlü Kadın
     => Kalabalıktaki Yalnızlık
     => Sararan Anılardaki Çocukluğumuz
     => Seni Anlıyorum
     => O, Ben Değilim
     => Kıymetini Bilmiyoruz
     => Yeni yıl dileklerim
     => Hişt Hişt Sakin Ol!
     Şiirlerim (Bez Bebek Aytül şiiri)
     Benden Haberler
     Güzel Yazılar
     Burçlar (yari saka-yari ciddi)
     Fotoğraflar
     Linkler
     Güzel Sözler
     Gülelim-Eğlenelim
     Anket
     Ziyaretci defteri
     İletişim
     İlanlar-Duyurular




Yazar Ayşegül TOKER - Bir Saat- 1.bölüm


 

 
 
 
            BİR SAAT
 
            Sevdiklerimize, sevdiğimiz şeylere ayırabileceğimiz bir saati nerelerde harcadığımızı ve aslında o bir saat bizim olsa neler yapabileceğimizi hiç düşündünüz mü?
           
            Nerelerde harcamıyoruz ki o bir saati?
            Bilgisayar başında bize hiçbir bilgi ve beceri kazandırmayan oyunlarla, geveze bir arkadaşın araması ile telefon başından ayrılamadan geçen bir altmış dakika ve yollarda, trafikte tüketilmiş bir saat…
            En çok üzüldüğüm de trafikte yok edilen zaman. Bilgisayarda oyun oynarken, tv izlerken, telefonda konuşurken ya da size o anda gereksiz gibi görünen bir işle uğraşırken bile yanınızdakilere yardımcı olabilecek durumdasınızdır. Birisi sizden yardımınızı istese, zor durumda kalsa, uğraşınızı bırakıp yardıma koşabilirsiniz. Oysa trafikte, yolda giderken harcanan zamanda kimseye bir faydanız olmaz.
            Dakikalarca aynı noktada durur, oturur ve bir zaman sonra yollara bakmakla da yetinmeyip otobüstekilerin giyimlerine, saçlarına, takılarına, ellerindeki çantalara, torbalara vs.ye bakıp, karşınızdakiler hakkında fikir yürütmeye başlarsınız. Ayakta değilseniz nispeten şanslısınızdır. En azından yorulmadan- belki biraz da uyuklayarak- yolculuk edebilirsiniz. Bir de otobüste ayakta kalmışsanız onca dakika geçip bitmek, yollar tükenmek bilmez. Dur-kalk’lar midenizi bulandırır. Acıkırsınız. Herkesin içinde bir şeyler yiyip içmek de kolay olmaz. Kolunuz, bacaklarınız uyuşur, ağrımaya başlar.
            Özel aracınızda ya da serviste bile olsanız uzayan yollar, bitmeyen dakikalar üzerinize bir rehavet çökertir. Bir zaman sonra radyo dinlemek de sizi oyalamaz olur. Dur-kalk, dakikalarca yol almak sıkmaya başlar. Esnemeler, gerinme istekleri oluşur. Kolumuzu, bacaklarımızı uzatmaya çalışırız oturduğumuz yerden.
            İster özel aracınızda ister otobüste, ister serviste olun hepimizin tek isteği, bir an önce varmak istediğimiz yere ulaşıp, ne yapmamız gerekiyorsa onları yapmaya başlamak olur.
            Sabah işe gidişlerde pek fazla anlaşılmaz yolun uzunluğu, trafik sıkışıklığı.Günün ilerleyen saatlerinde koşturmacalar olurken, trafik sorununa rastlanılırsa can sıkıcı olur. Eve dönüşlerde bir an önce eve kendimizi atıp, rahat etmek, sıkıcı giysilerden kurtulmak ve en huzurlu olduğumuz ortama kavuşmak için can atarken trafikte takılmak daha da zor gelir.
 
            “Evim evim güzel evim” diye sayıklamaya başlarız içimizden. Eve gidince yapacaklarımızı hayal ederiz yol boyunca.
            Mesai saatleri içinde trafikte harcanan zamanlarda bir an önce bir işe yetişmek ve hemen o işi de vaktinde tamamlayabilmek için çırpınır dururuz umutsuzca. “Şu yol bir açılsa da ilerlesek. Geç kalıyorum.” deriz. Hep birilerine, bir yerlere vaktinde gidip, iş bitirmek telaşı içinde geriliriz.
            İşe gidişlerdeki gecikmeler –kendi işinizin başında değilseniz- sorun olmaz genelde. Biraz daha geç başlayacak mesai saati çok kişi için sorun olmaz. Toplu taşıma aracında yada servisteyseniz trafik sorunu sizin için uyku sürecini oluşturur. Olan şoförlere olur!.
            Trafiğin kaybettirdiği 1 saatlik zaman dilimi bize verilmiş olsaydı neler oldu onu da yazımın 2.bölümünde yazacağım. Bugünlük bu kadar..
 


Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol