http://cdnll.img1.imagechef.com/w/071210/anmccf0f5ff6dbba494.gif
     Yazılarım
     => Mutlu Olmalı-2004 yılındaki site yazım
     => Tatil Vakti
     => Ona Buna Laf Atmak
     => Evlenmiyor musun?
     => Bir Saat- 1.bölüm
     => Bir Saat- Trafikte harcanan bir saat- 2. bölüm
     => İstanbul'um
     => Sevgi ve Sağlık
     => Kafanızı Kullanın
     => Annelerimiz ve Babalarımız
     => Güçlü Kadın
     => Kalabalıktaki Yalnızlık
     => Sararan Anılardaki Çocukluğumuz
     => Seni Anlıyorum
     => O, Ben Değilim
     => Kıymetini Bilmiyoruz
     => Yeni yıl dileklerim
     => Hişt Hişt Sakin Ol!
     Şiirlerim (Bez Bebek Aytül şiiri)
     Benden Haberler
     Güzel Yazılar
     Burçlar (yari saka-yari ciddi)
     Fotoğraflar
     Linkler
     Güzel Sözler
     Gülelim-Eğlenelim
     Anket
     Ziyaretci defteri
     İletişim
     İlanlar-Duyurular




Yazar Ayşegül TOKER - Yazılarım







MERHABA

Yeni bir siteden, yeni dostlar sayesinde, yeni kurulacak dostluklara merhaba!

 
Sanal alemin iyi-kötü yanları var. Önemli olan iyi yanlarını görüp, yarar sağlamaksa eğer.. Ben bugün burada sizlerle buluşmama neden olan yayınevimiz Akış Yayınlarına, sahibi İsmail Fatih Ceylan’a, site yapımında yardımcı olan arkadaşım Abidin Özcan’a ve siz değerli okurlarıma teşekkürlerime sunmak isterim.  
 
İyi ki internet varmış. İyi ki buralardan yayıncımı tanımış ve sizlere ulaşmamı sağlayan site sahiplerine ve sitelere ulaşabilmişim. Sayenizde Bez Bebek yayınlandı ve tanındı. Sizler bana sanal dünyanın yaşattığı ve gerçeğe dönüştürdüğü güzel anlar, duygular, güzel paylaşımlar yaşattınız. İyi ki varsınız. Hep var olun.
 
Sizlerle buluşmamıza ve sizleri tanıma neden olan kitabım Bez Bebek isimli romanıma da değinmeden geçemeyeceğim.
 
Bez Bebek benim ilk romanım. İnşallah peşinden diğer kitaplarım da gelecek.
 
Bez Bebek de her gün televizyonlarda dinlediğimiz, gazetelerde okuduğumuz trafik kazası haberlerinden bir tanesinde yaşanan gerçekleri anlatılıyor. Her gün duyarız. “Filan yerde trafik kazası oldu iki ölü dört yaralı.” yada “kamyon araca çarptı. iki kişi öldü. Bir kişi ağır yaralandı.”
 
Haberleri okurken, dinlerken üzülürüz ama okur, duyar, geçeriz değil mi? Oysa hiç aklınıza gelir mi yada düşünür müsünüz? O kaza haberinde yaralı olarak bildirilen insanlar nasıl yaşarlar? Yaralı olma durumları ne kadar sürer? Sonrasında yaşarlar mı ölürler mi? Aileleri var mıdır? Onlara kim bakar? Ne kadar zamanda, ne kadar iyileşebilirler? İyileştiklerinde hayatları yine kaza olmamış gibi kaldığı yerden devam edebiliyor mu? Bunları hiç düşündünüz mü?
Bez Bebek, gerçek hayattan alınmış 3 yaşam öyküsünden oluşmuş, kaza sahnesi bile bir tanıdığımın yaşamından alınmış, hayatın içinden gerçekleri konu alır. Baş karakterimiz Aytül, 27 yaşında, hayatının en güzel döneminde, güzel şeyler yaşayacağı bir zamanda sorumsuz ve laubali birkaç gencin eğlence anlayışına kurban gider. Arkadaşlarından hayatları sona erenler olur. Aytül ise bir süre ölümle yaşam arasında gelip gittikten sonra nihayet hayata döner ama artık eski Aytül değildir.
Bedeni o hissetmeden yaşamını sürdürürken, Aytül kullanabildiği tek yeri olan başı ve o başın içindeki beyni sayesinde yaşama bağlanır. Çevresindeki sevgi, umut ve amaç duyguları ile engeline aldırmadan hayatla mücadele eder. Çok sevdiği çocuklara öyküler yazar, anlatır. Sevdiği adamın isteğini o zorluklarla dolu hayatına rağmen, gerçekleştirir. Hem aşkı yaşar, hem hayatın onunla genç yaşında tanıştırdığı zorluklarla mücadele eder.
Aytül’ün yaşam mücadelesinde, bizim gibi sağlıklı insanların ders alması gereken o kadar çok konu var ki! O sadece bir insanın yaşamını anlatan kitap değil. Hayatımıza dair düşünmemiz gereken bir çok şeyi aklımıza koyabilecek konuya sahip bir kitap Bez Bebek.
Hepimiz birer engelli adayıyız. Onların yaşamlarını anlayabilmemiz için kendimizi onların yerine koymayı bilmeliyiz.
Engelli değilsek ve sağlığımız da yerinde ise, hayata dair yapabileceğimiz ne kadar çok şeyin olabileceğini fark edebiliriz. Umut, sevinç, heyecan ve sevgi ile yaşama sarılmamız için nasıl bir nedenimiz olabilir ki?
Aytül, ben dahil kitabı okuyan çok insana örnek olabilecek bir insan. Benim kaleme aldığım insan gerçekte yaşamış bir Aytül değildi. O birkaç engellinin yaşamından birleştirilip de kaleme alınmış bir karakter oldu. Ama böylesi Aytül’lerin yerinde Bahar’lar, Oğuz’lar, Sedat’lar, Ayşe’ler, Okan’lar, Mine’ler Uzay’lar, Mehmet’ler olabiliyor. Onlar da Aytül gibi yaşıyorlar. Aytül durumundaki insanlardan onlar. Onunki gibi hayatları var. Bu yazdıklarım hayal ürünü ve gerçekte olmayacak konular değil. Kitap yazıldıktan sonra doktorların kontrolünden de geçti. Her sahnesi ve anlatılan her satırı gerçekçi özellikler taşır.
Bu kitabı okuduktan sonra hayata daha umutlu bakmak için ne sebeplerimiz olduğunu daha iyi göreceğiz.
 
Yaz aylarında genç yaşta yitirdiğimiz sanatçımız Barış Akarsu, Bez bebek kadar bile yaşayıp, hayata tutunamadı. Oysa ben onun bir Bez Bebek gibi de olsa yaşamasını ve soluk alabilmesini, hayatta kalabilmesini dilemiştim. Oysa Barış böyle bir şansı dahi yakalayamadan aramızdan göçen sevdiklerimizden oldu.
O yüzden vakit geç olmadan..
Çevremizdeki dostlarımız ve sevdiklerimizle hayatın zorluklarına karşı umutla, sevgiyle mücadele edelim. Engelli dostlarımıza kucak açalım. Hayatlarını kolaylaştıralım, zorlaştırmayalım. Bir gün bizim de onlar gibi olmayacağımızın garantisi yok. Bunu da unutmayalım.
 
İlk yazı için çok uzun oldu sanırım. İnşallah sıkmamışımdır sizi.
Hepinize sağlık, sevgi, umut dolu güzel günler diliyorum dostlarım.
 
Sevgilerimle.. Ayşegül Toker
 
 


Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol